RESETLE GÖKYÜZÜNDE KALMASIN İZİ

RESETLE GÖKYÜZÜ KALMASIN İZİ
(yapım aşamasında)

ne zaman yüreğimi
gökyüzüne açacak,
göğsümdeki mahşeri
haykıracak olursam
kördüğüm bir endişem:
bir aklımda ikilem,
bir yüreğimde çilem...
yılları yutkunuyor,
yıllara susuyorum.
Güneşi hedefledik,
çelikten bir yay gibi...
ya da öyle bir şey işte...
sustum.

sustu kayalıklarda okyanus köpükleri,
Ayışığı ıpıssız, bulutlar sürgün kaçak,
kuşluk sofralarında, şimşekler sedef bıçak
Şimşekler okyanusun camlarını kıracak.
zemheri sabahında eriyor, akıyorum.
bir mum gibi gölgeme hüsran bırakıyorum.
hani, "-Bırakırım." demiştin ya
hani,"-Gidiyordum." gibi bir şey,
aldırma iki gözüm, Ayışığım, Gökyüzüm
her anı dolu yaşa, düşmesin bir damla yaş,
yüreklerde olgunlaş, aşk gibi yavaş yavaş
Işık ol, nuru paylaş. ufku aş, hududu aş,
Güneşi hedefledik
çelikten bir yay gibi...
ya da öyle bir şey işte…
Deli yetiştirdik yüreğimizi.
Hakkını helal et bağışla bizi.

Ne zaman
yelken açan düşlerime kapanıp ,
açılsam okyanusun çıksam doruklarına ,
dalgaların saçını okşayıp, bulutların
bilekten kenetlenip savrulurken yayında...
birkaç tuzlu resime tutkulu yüreğimin,
gökyüzü şafağında eriyor, akıyorum.
bir mum gibi gölgeme hüsran bırakıyorum.
sustum,
sustu anılar,
sustu ayın ışığı, sustu umudumuzun
ufkunda utkumuzn tutkusu uzun uzun.
sustu dudağımda o sesli şiir
kuşluk sofralarında, mevsimlendiğim şehir,

resetle gökyüzüm kalmasın izi,
hakkını helal et bağışla bizi
deli yetiştirdik yüreğimizi...

ne zaman
okyanusu gök nuruyla yıkasam,
tarasam bulutların sedeften saçlarını,
ne zaman
mutluluğun gölgesine saklanıp,
sobelenirsem ayın yasak uçurumunda;
ne zaman sonsuzluğun kanatlarından tutup,
uzansam hudutlardan bir karış öte çalsam
gökyüzü şafağında eriyor, akıyorum.
bir mum gibi gölgeme hicran bırakıyorum.
sustum...
sustu anılar
sustu prangalar, sustu dört duvar.
sustu ayışığı, sustu bulutlar,
sustu gök, yağmur kaçak,
şimşekler sedef bıçak
şimşekler okyanusun camlarını kıracak,
sustum.
oysa bir okyanustum,
Güneşi hedeflemiştik
çelikten bir yay gibi...
ya da öyle bir şey işte...

Ne zaman
aşırılık doğsa içime
ve ayın ışığında gök kuşağını görsem
ve gökyüzü nurundan yudumlarken öteyi,
sonsuzluk girdabına, dalıp kayboluyorum.
yüreğim haykır diyor, bulutlar haykırıyor
dağlar yankılanıyor yazamadıklarıma,
şimşekler sedef bıçak,
şimşekler okyanusun camlarını kıracak.
yalnız ben hissediyor,
yalnız ben duyuyorum...
ve ben gökyüzü senden çok özür diliyorum...
Deli yetiştirdik yüreğimizi...
Hakkını helal et bağışla bizi.

sustum
sustu anılar
sustu düet şarkılar,
sustu o sesli şiir,
kuşluk sofralarında, mevsimlendiğim şehir.
Sustu benimle hicran,
Sustu benimle hasret, sustu vuslat, sustu an,
zamanı kemiriyor yelkovan; trum, trak...
zemheri şafağında, şimşekler sedef bıçak,
şimşekler okyanusun camlarını kıracak,
hani, "-Bırakırım." demiştin
hani,"-Gidiyordum." gibi bir şey...
aldırma iki gözüm, ayışığım, gökyüzüm,
susarım...
...susmasa şahdamarım;
Güneşi hedefledik;
çelikten bir yay gibi...
ya da öyle bir şey işte...
Belki biraz kavrulur
Belki biraz yanarım

bağlarım
yasaklarda büyüttüğüm sevdayı,
bağlarım yüreğimi kavuran kasırgayı
bağlarım içimdeki bulutları ve yayı
ve de okyanusyayı …
bağlarım prangayı deli coşkularıma,
tüm müsveddelerimi yaprak yaprak her gece...
yakarım tutuşturur, karıştırırım nura...
karıştırırım nuru kızıl okyanuslara...

Resetle gökyüzü kalmasın izi…
Hakkını helal et bağışla bizi,
Deli yetiştirdik yüreğimizi.
Güneşi hedefledik
çelikten bir yay gibi.
ya da öyle bir şey işte...
Belki biraz gözyaşı,
Belki biraz yanarım
Belki de göz nurumu,
merhem koyar sararım...

     ah,   istanbul, temmuz 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder